Binbir Gece Masalları


Bir gece Harun Reşit, kollarında biri Medineli, öteki Küfeli, sevdiği iki güzel genç kızla yatarken önce hangisini yeğlediğini dile getirmek istememiş, sevişme sonunda bunlardan birinin ötekine üstün geleceğini düşünmüş. Elbette ödül, onu en çok hakedenin olacakmış. Medineli köle, onun ellerini tutmakla ve tatlı bir biçimde okşamakla başlamış.

Küfeli köle, biraz aşağıya yatmış, onun ayaklarını oğuşturuyormuş; bundan yararlanıp elini yukarıya, Harun Reşit’in malına kadar kaydırıp usulca baştırıyormuş. Bu hafif bastırışların etkisiyle malın ağırlığı birden pek artmaya başlamış. O zaman Küfeli köle hemen işe girişmek üzere ellerine tükürünce, Medineli köle: “Görüyorum ki ana sermayeyi kendine saklıyorsun, kârlarından yararlanmamı bile düşünmüyorsun.” demiş. Bunun üzerine rakibini itmiş ve malı ele geçirip iki eliyle özenle sıkmış. O zaman geri itilen kırgın köle, peygamberin sözlerini iyi bildiğinden: ”Peygamberimizin, ‘Ölü bir toprağa yeniden can veren onun tek sahibi olur!’ sözlerine uyarsak, mal benim hakkımdır.” demiş. Gelgelelim malı elinden bırakmayan Medineli köle, peygamberin sözleri konusunda rakibinden aşağı kalmadığından: “Peygamberimizin, ‘Av hayvanı, onu yerden kaldırana değil, onu elde edene aittir!’ sözlerine uyarsak, mal bana aittir.” demiş. Bu sözleri duyan halife onlara hak vermiş ve o gece her ikisinin gönlünü de hoş etmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder