Elena, Bijou’nun bütün bedenini kışkırtıyordu. Leyla daha saldırgandı. Sırtüstü yayılmış, bir bacağını onun omuzuna atmış Bijou’nun apışarasını öpüyordu. Bijou ise, Leyla’nın öpücüklerinden ve ısırıklarından, bir erkeğin organı gibi sert dilinden kaçınmak için zaman zaman geriye çekiliyordu.
Bijou böyle kıvranırken kalçaları Elena’nın yüzüyle karşı karşıya geliyordu. Bu kalçaları okşamayı çok seven Elena, şimdi bir parmağını o küçücük deliğe sokuyordu. Orada Leyla’nın dilini oynattığı duvara dokunmuş gibi Bijou’nun bütün kasılmaları duyumsanabilirdi. Kendisini baştan çıkaran bu dili geri iten Bijou, onu parmağının üstünde kaydırıyor ve bundan zevk alıyordu. Bu zevki sesindeki ezgisel titremelerle dile getiriyordu; zaman zaman hakarete uğramış bir yabani gibi dişlerini gösteriyor ve kendisini kışkırtanı ısırmaya çalışıyordu.
Bijou’nun doyuma ulaştığı anda, kendini tutamayan Leyla onu yarı çılgın, dayanılmaz bir duyumun kıyısında bırakarak öpmeyi kesti. Elena da aynı zamanda durmuştu.
Kontrolünü yitiren Bijou, korkunç bir çılgınlıkla Elena’nın üstüne atıldı, bacakalarını ayırdı ve cinsel organını onunkine dayayarak umutsuz bir biçimde sürttü de sürttü. Bir erkek gibi, cinsel organlarının dokunmalarını, kaynaşmalarını duyumsatmak istercesine ileri doğru itişlerde bulunuyordu. İçinde doyumun yükseldiğini duyumsamasıyla birlikte, zevki süreğen kılmak için birden durdu, geri yattı ve Leyla’nın uçları okşamalara açlıktan ateş gibi olan göğüslerini ağzına dayadı.
Anaïs Nin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder