Leydi Chatterley'in Aşığı




Bu kısa yaz gecesinde çok şey öğrendi. Bir kadının bu yüzden utançtan öleceğini düşünmüştü. Oysa ölen utanç oldu. Utancı, yani korkuyu, bu organik derin utancı, bedenimizin kökleri arasında pusuya yatmış bu çok eski fiziksel korkuyu yalnızca cinsel isteğin ateşi yenebilir. İşte Constance sonunda uyanmış ve erkeğin cinsel organının onu balta girmemiş ormanına sürüklediği avında yolundan sapmıştı. Artık doğal yapısının gerçek kaidesine dokunabilmiş ve utangaçlığı kalmamıştı. Kendini çıplak ve utanma olmayan bir cinsel istekte düşünüyordu. Utkusuna en uç noktalara kadar tanıklık ediyordu. İşte böyleydi yaşam! İnsan gerçekten böyleydi! Gizlenmesi, utanılması gereken hiçbir şey yoktu. Çırılçıplaklığını bir erkekle, başka bir varlıkla paylaşıyordu.

Ne iblistir şu ayıp denen şey! Ne gerçek iblistir! Ona katlanmak için çok güçlü olmak gerekiyordu. Organik utangaçlığın en derin ve en uzak köşelerine, balta girmemiş bedensel ormanın orta yerine ulaşmak o kadar kolay bir şey değildi. Yalnız erkeklik organı onu keşfedebilirdi. Ve o adam bunu nasıl da yapmıştı ya! O ise korkusu içinde ondan tiksinmişti. Yine de ne kadar istemişti! Artık biliyordu şimdi. Ruhunun derininde bu sertleşmiş organı temel bir gereksinim olarak duyumsamış, onu artık hiç tanımayacağını sanarak gizlice içine çekmişti. Oysa o kendini birdenbire sunmuştu, bir adam son ve tüm çıplaklığını paylaşıyordu. Utanmıyordu artık.

Ne yalancıdırlar şu şairler ve diğerleri! Sizi duyguya gereksinim olduğunu inandırırlar. Oysa en yüce gereksinim ince, eritip bitiren ve daha çok korkunç cinsel istektir.

David Herbert Lawrence

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder